6.7 C
İstanbul
19 Mart 2024, Salı
spot_img

Yılın milleti

2021’de yılın milleti, Türk milletidir.

Çünkü, 2021 yılında dünyada hiçbir milletin başına, bu milletin başına gelenler gelmedi.

– Millete yardım edeceklerine iban numarası verip üste para istediler, millet SMA’lı bebekler için kendi kendine yardım toplamak istedi, “kirli kampanya” dediler.

– Soma’da milletin çocuklarını katletmişlerdi, Soma katliamının patronunu kurtardılar, güya 7 bin 500 yıl hapsi istenmişti, katledilen işçi başına sadece 6 gün yattı, yırttı.

– Milletin gözbebeği Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına kelepçe taktılar, kayyum rektör atadılar, pırıl pırıl gençlerimize “terörist” dediler, gözaltına aldılar, yerlerde sürüklediler, tutukladılar.

– Yunan işgalini alkışlayan, bu milleti sırtından hançerleyen, vatan haini İskilipli Atıf’a anma töreni düzenlediler.

– Bu yıl tarım ithalatında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdılar, dünyanın en çok buğday ithal eden ülkesi olduk, dünyanın en çok ayçiçeği yağı ithal eden ülkesi olduk, biz bize yeteriz dediler, kendi kendine yeten ülkemizi bu hale getirdiler, ithal ineği ithal samanla beslediler, alay eder gibi, ay’a gidiyoruz dediler.

– Sınırötesi operasyon düzenleyeceklerini adeta davul zurnayla duyurdular, Gara’da faciaya sebep oldular, altı yıldır rehin tutulan evlatlarımız için kıllarını bile kıpırdatmamışlardı, katledilmelerine yolaçtılar.

– Salgın var diye milletin dükkanlarını kapattılar, kendileri spor salonlarını “lebaleb” doldurdular, millete maskesinin kenarından burnu görünüyor diye ceza kestiler, kendileri maskesiz halay çektiler.

– Parasını ödediğimiz F35’lerimizi bu yıl da alamadılar, parasını ödediğimiz S400’leri bu yıl da ambalajından çıkaramadılar, Türk Deniz Kuvvetlerine ait gemimiz Yunan F16’ları tarafından açıkça taciz edildi, gıklarını çıkarmadılar, Doğu Akdeniz’deki haklarımızı koruyamadılar, Doğu Akdeniz’i millete unutturmaya çalışıyorlar.

– Güya Fransız markalarını boykot ediyorlardı, gizli gizli masaya oturup Fransa ne istiyorsa yaptılar, güya katil Sisi diyorlardı, katil Sisi’yle gizli gizli temas kurdular, İsrail’e “eyyy” filan diye atıp tutuyorlardı, İsrail’le cankuş oldular, Birleşik Arap Emirliklerine “şerefsiz” diyorlardı, “15 Temmuz darbesini bunlar yaptı” diyorlardı, Birleşik Arap Emirlikleri’ni onur konuğu yaptılar, avuç açtılar, milletin malını mülkünü Birleşik Arap Emirliklerine satıyorlar.

– Cougar tipi askeri helikopter Şırnak’ta düşmüş, biri tümgeneral 13 askerimiz şehit olmuştu, Tbmm’de araştırma önergesi verilmişti ama, gündeme bile almamışlardı, lütfedip cevap bile vermemişlerdi… Bu yıl aynı Cougar tipi askeri helikopter Bitlis’te düştü, biri korgeneral 11 askerimiz şehit oldu.

– Tarikatçı cübbeli amiralin sırtını sıvazlarken, aman Montrö’yü esnetmeyin diye uyaran liyakat sahibi emekli amirallerimizin ayağına elektronik pranga taktılar.

– Feto kumpasıyla açılan sahte belgeli, sahte tanıklı davayla, varlığıyla onur duyduğumuz Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu, 80 yaş üstündeki emekli generallerimizi hapse attılar.

– “İrticaya bulaşmamış olma” şartını kaldırdılar, Cumhuriyet’in harp okullarının, astsubay okullarının kapılarını tarikatlara açtılar.

– Onur konuğu olarak ağırladıkları, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışladıkları Barzani, pul bastırdı, pulun üstündeki haritada Kars’tan Sivas’a, Erzurum’dan Hatay’a, Ağrı’dan Gaziantep’e, Türkiye’nin neredeyse üçte birini Kürdistan’a dahil etti.

– Türk alerjisi olan tarikat-cemaat koalisyonu, hukuku eğdi büktü, Andımız yasaklandı… Okullarımızda bu milletin çocuklarının “Ne Mutlu Türküm Diyene” demesini yasakladılar.

– Bu milletin kadınlarını rahat rahat öldürsünler diye İstanbul Sözleşmesini feshettiler.

– Milletin Gezi Parkı’na el koydular, tabela vakfına devrettiler.

– Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına, görmediğimiz otoyola, para ödetiyorlar, yetmedi… Milletin istemediği Kanal İstanbul’a devlet garantisi verdiler.

– Yandaş müteahhitlerin parasını sokağa çıkma yasağında bile tıkır tıkır ödediler, yandaş müteahhitlerin vergisini ertelediler, ama, esnafın kapatmak zorunda kaldığı dükkanının kirasını ödemediler, üstüne, vergisini, elektriğini, suyunu tıkır tıkır ödettiler.

– Bu milletin pırıl pırıl gençleri işsizlikten kırılırken, işsiz gençlerimize “kalitesiz” denilirken, “nankör” denilirken… Bir yandan din-iman-rabia tweetleri atan, beri yandan kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, henüz 20’li yaşlarda olmasına rağmen lüks otomobil koleksiyonu yapan arkadaşın, Akp genel merkezinde çalıştığı ve elektrikli süpürge hortumu gibi kokain çektiği ortaya çıktı.

– Akp’li belediyelerin hizmet pasaportlarıyla resmen insan kaçakçılığı yapıldığı ortaya çıktı, Türkiye’yi dünyaya rezil ettiler, milletin gerçek pasaportlarını şaibe altında bıraktılar.

– İçişleri bakanıyla fotoğrafları olan kriptocunun, milleti iki milyar dolar dolandırıp, yurtdışına kaçmasına gözyumdular.

– Çiftlikbank’ın tosunu gibi dolandırıcılara af çıkardılar, ceza indirimi getirdiler.

– Bu milletin ticaret bakanlığını emanet ettikleri bakan, milletin parasıyla, kendi kocasının şirketinden kendi bakanlığına dezenfektan satın aldı.

– Bu devleti yöneten kişi, vatan toprağını arsa’ya arazi’ye benzetti, “bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır, ben bunu hep şuna benzetiyorum, arsa var, arazi var, araziyi arsaya dönüştürmek için belli bir bedel ödemek gerekiyor, aksi taktirde arazinin hiçbir anlamı yok” dedi!

– ABD başkanı sözde soykırımı tanıdı, Türk milletini soykırımcı ilan etti, bu ülkeyi yönetenlerin gıkı bile çıkmadı.

– Milletin kahraman kurumu MKE’yi anonim şirket haline getirdiler, tank fabrikamız gibi satılmasının önünü açtılar.

– Şehirlerimizi betonlaştırdılar, güya çevreci oldukları için Çamlıca kulesini lale şeklinde yaptılar, 369 boyunda beton lale diktiler!

– Suriyelileri vatandaş yaptılar, üç milyon filan denirken, savunma bakanı açıkladı, Türkiye’de dokuz milyon Suriyeli olduğu ortaya çıktı.

– Sınırları kevgire çevirdiler, Afganlar yürüye yürüye Türkiye’ye girdi.

– Birleşmiş Milletler’in terörist listesinde yeralan Taliban heyetini, VIP’ten Türkiye’ye soktular.

– Plastik atık ithalatını yeniden serbest bıraktılar, Türkiye’yi Avrupa’nın çöplüğü haline getirdiler.

– Doğa suratımıza tükürdü, Marmara Denizimiz salyayla kaplandı.

– Sırf sarayda 13 tane özel uçak varken, bir tane bile yangın söndürme uçağı almadılar, ormanlarımız kül oldu, 250 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlarımız cayır cayır yandı.

– Türk Hava Kurumu’na dört milyon dolar vermediler, ormanlarımız cayır cayır yanarken Somali’ye 30 milyon dolar hibe ettiler.

– Hes’lerle doğanın akışını bozdular, Karadeniz’de sel baskınına sebep oldular, çok daha fazla insanımızı kaybettiğimiz halde, 82 kişi öldü dediler.

– Yangınzedelerin, depremzedelerin, selzedelerin suratına “al keyif çayı iç” diye çay poşetleri fırlattılar.

– “Toki yirmi yıl ödemeli evler yapacak, evleri yanmayan vatandaşlar keşke bizim evimiz de yansaydı diyecek” dediler.

– 83 yaşındaki duayen sanatçımız Genco Erkal’a cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla 4 yıl 8 ay hapis istemiyle dava açtılar.

– Türkiye’nin en saygın sanatçılarından Ferhan Şensoy öldü, “meyhaneci öldü” diye yazdılar.

– Aralarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu 10 ülkenin Ankara büyükelçisi, Türkiye’yi hukuka uymaya davet etti… “Hepsini kovacağız” diye esip gürlediler, hepsi hâlâ Ankara’da!

– Bu milletin diyanet işleri başkanlığı “baldızla yatabilirsin, teyzenle halanla evlenebilirsin” diye fetva verdi.

– “Salgınla mücadelede destan yazdık” denirken, vaka sayısında nüfusa oranla dünya birincisi olduğumuz ortaya çıktı, gerçek vefat sayılarımızı gizledikleri, en az üç katı olduğu ortaya çıktı.

– Dünyada sadece bu milleti tek başına Çin aşısına mecbur ettiler.

– Çin aşısının yüzde 100 etkili olduğunu söylediler.

– Biontech’in işe yaramadığını, Almanya’nın Çin aşısını kıskandığını söylediler.

– Millet ölürken, milletten önce kendileri aşı oldular.

– Fahrettinden masallar Çin aşısını öve öve bitiremedi, “infaktif yöntemle üretilen Çin aşısı daha güvenlidir, Biontech gibi mrna aşıları yapaydır, bu ülkenin güzide vatandaşlarına en iyiyi temin ettik” dedi. Bilahare… Çin aşısı işe yaramadığı için, iki doz Çin aşısı olan vatandaşlara iki doz Biontech aşısı yapmak zorunda kaldılar.

– Hidroksiklorokin ilacını dünyada en yaygın kullanan ülkenin Türkiye olduğunu övüne övüne anlattılar, millete kullandırdılar, bu ilacın işe yaramadığı, aksine insanları daha çok öldürdüğü ortaya çıktı, gümbür gümbür başlatmışlardı, sessiz sedasız durdurdular, kaç vatandaşımız öldü, kaçı felç oldu, açıklamadılar.

– Milletin üniversite hastanelerinde milletin soyulduğu ortaya çıktı, Sayıştay raporuna göre, 450 liraya ithal edilen kanser ilaçlarının, 21 bin 500 liradan fatura edildiği, 2 bin liralık kalp pilinin, 14 bin liradan fatura edildiği anlaşıldı.

– Milleti ilaçsız bıraktılar… Millet eczane eczane dolaştı, 645 kalem ilacı bulamadı, romatizma, ağrı kesici, ateş düşürücü, tansiyon, hormon, kalp ilaçlarını bulamadı.

– Son kullanma tarihi geçmiş yoğurdu bile almıyoruz ama, son kullanma tarihi geçmiş aşıları millete yaptılar.

– Bu milletin seçtiği belediye başkanlarını görevden aldılar, milletin seçtiği milletvekillerini hapse attılar, milletin seçtiği muhalefet partilerine “tecavüz partisi” dediler, “terör yandaşı” dediler, bu milletin seçtiği partiye kapatma davası açtılar, bu milletin seçtiği parti genel başkanlarına “cibilliyetsiz, terörist, ahlak yoksunu kadın, zillet, kuduz, boş teneke, beyni sulanmış, kafaları basmaz” dediler, “anırsalar da anırmasalar da” dediler. Bu milletin seçtiği Ekrem İmamoğlu’na ellerini arkadan bağlamak suretiyle türbeye saygısızlık yaptığı gerekçesiyle soruşturma açmaya kalktılar. Sırf Ekrem İmamoğlu’na iftira atmak için, sokak köpeği Boji’ye bile kumpas kurdular, bok atarken suçüstü yakalandılar. İstanbul büyükşehir belediyesinde çalışanlara “terörist” damgası yapıştırdılar.

– Bu mübarek memlekete, servetinin kaynağı belirsiz oligarkları, küresel kaparacıları, ithal mafyayı doldurdular, uyuşturucu gemileriyle, narkotik baronlarıyla, kirli siyasetçilerle, çantacı gazetecilerle doldurdular.

– Milletin malını mülkünü, bankalarını, fabrikalarını, limanlarını, barajlarını, santrallarını, madenlerini, hatta toprağını sattılar.

– Bütün hükümetlerin toplamından yedi kat fazla borç yaptılar.

– Bu milletin milyarlarca dolarını 175 ülkeye bağışladılar, hibe ettiler, saçıp savurdular.

– 50 milyon dolarımız yok diyerek bu milletin tank fabrikasını Katar’a sattılar, 50 milyon dolarımız yok derken, bu milletin milyar dolarını harcayarak, Rusya’ya kubbesi altın varaklı cami yaptılar, ABD’ye hamamlı-restoranlı cami yaptılar, taaa Cibuti’ye karada yer kalmamış gibi denizi doldurarak cami yaptılar, Etiyopya’da türbe yaptılar.

– Kendi fakir fukarasının fitresine yapa yapa anca bir lira zam yaparken, bu milletin parasıyla Afrika ülkelerinin borcunu ödediler.

– Millete maske dağıtamadılar, elalemin ülkelerine özel uçaklarla maske gönderdiler.

– 17/25 kepazeliğinde istifa ettirilen şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar dobra dobra itiraflarda bulundu, “reis beni hırsız çuvalına koydu, ben Rıza Sarraf’ı tanımam, benim dosyamda hırsızlık yok, tapeler doğru, a’dan z’ye hepsi doğru, bende para yakalanmadı, beni öbür bakanlarla aynı çuvala koyunca beni de hırsız diye tasvir ediyorsun” dedi.

– Bu milletin Merkez Bankası’ndaki 128 milyar dolar nereye gitti, izah edemiyorlar, hesabını sorana küfür ediyorlar.

– Karadeniz’de dünya dengelerini değiştirecek miktarda doğalgaz bulduk dediler, habire milletin doğalgazına zam yaptılar.

– Benzine zam, elektriğe, tüpe, una, yağa, şekere, gübreye, iğneden ipliğe zam yaptılar. Sonra da milletin haliyle alay eder gibi… “Paranız yoksa, başınızı kaldırın, şu yolların güzelliğine bakın, gözünüz gönlünüz açılır” dediler.

– “Ekonomik sıkıntı çekiyorsan, iki kilo yerine yarım kilo et al, domatesi iki kilo alma, iki tane al” dediler.

– “Zam yapılıyor ama mini mini yapılıyor” dediler.

-“Kombiyi kıs” dediler.

– “Benzin istasyonlarındaki kuyruklar benzin zamları yüzünden değil, zam kuyruğu yok, otomobil sayısı fazla, o yüzden kuyruk var” dediler.

– Enflasyonu uydurma hesaplarla düşürdüler, “Türkiye İstatistik Kurumu’na güvenmeyeceksin de, masada oturup içki içerken fikir söyleyen adamlara mı güveneceksin” dediler.

– Faiz sebep enflasyon neticedir teorisiyle, doları patlattılar.

– Dolar 18 lirayken, “dolar kurunun yükselmesi Türkiye’nin faydasına oluyor, bilerek yükselttik” dediler, “Çin gibi ihracat ülkesi olacağız” dediler, “yeni ekonomi modeline geçtik” dediler, 18 lirayı alkışladılar.

– Sonra, geceyarısı operasyonuyla doları 11 liraya düşürdüler, “dolar kurunun düşmesi Türkiye’nin faydasına oluyor” dediler, halay çektiler.

– “Küçük yatırımcı çarpıldı” diye sevindiler.

– Türk lirası mevduata dolar garantisi getirdiler, güya dolar’a karşıydılar, Türk lirasının tamamını dolar haline getirdiler.

– Aradaki kur farkını milletin parasıyla, millete ödetecekler.

– Milletin parasını korumaya çalışan liyakat sahibi ekonomistlere “mandacı” dediler.

– Müslüman olduğumuz için faizi düşürüyoruz dediler, faizi patlattılar, mevduat faizini yüzde 25’lere, ticari kredi faizlerini yüzde 50’ye çıkardılar, faizin belini kıracaklardı, faize milletin belini kırdırdılar.

– Esnafı komaya soktular, sanayiciyi komaya soktular, işçiyi memuru emekliyi açlık sınırının altına düşürdüler, kendileri ejder meyveli smoothie içerken, milleti ucuz ekmek kuyruklarına mahkum ettiler.

Bu ülkenin kurucusu, bu milletin önderi, bu milletin ortak değeri Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okudular.

Sadece 2021 yılında bile bu milletin başına gelenler, başka milletlerin başına yüz yılda bile gelmiyor.

Bu milletin sadece 2021 yılında bile maruz kaldıklarını, başka milletler kabuslarında bile görmüyor.

2021’de yılın milleti, Türk milletidir.

Yılmaz Özdil

https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/yilin-milleti-6859101/

Facebook Yorumları

Diğer Yazıları

Bizi Takip Edin

232BeğenenlerBeğen
114TakipçilerTakip Et
349TakipçilerTakip Et
2,260AboneAbone Ol
- Reklam -

En Son Eklenenler