Üzümler sararıp çillenmeye başlamıştı. Oysa yapraklar hala yeşildi. Sarıca arılar salkımlardaki çatlak taneleri arıyordu. Şerbeti en koyu olanları... Sıcak beni kıskıvrak yakalamıştı. Yanağımda gezinen...

Yirmi metre koşsam, üç saniye daha erken gelsem yetişecektim. Ben kapıdan iskeleye fırlamayı hesap ederken hareket etti. Kapıdaki görevli zinciri uzattı. Elinden şekeri alınmış...

Seninle yalnız kalmak istemiyorum. İnsan içinde değil ama ama bir başımıza kalınca yaptıklarımı yüzüme vurursun. Eski defterleri açarsın. Zaten hatamı kabul edip senden özür...

Ben senin için yazıyorum. Okumadığını biliyorum ama yine de yazıyorum. Bursalı’lar zeytinyağlı yiyemez. Sinoplular da kereviz. Seçici insanlar neme lazım. Öyle her önüne gelene...

İki seksen uzanmış yerde yatan gölgeme baktım. Bir cinayetten geriye kalan ceset gibi bütün sessizliğiyle yatıyordu. Sadece tek bir eksiği vardı. Beton üzerinde...