16.4 C
İstanbul
13 Ekim 2024, Pazar
spot_img

ZEYTİN

Gecenin ayazı dallarda çiğ olup birikmiş bir sabaha başladık. Taşlar ıslak, toprak ıslak son yağmurların ardından topraktan yükselmeye çalışan çimenler ıslaktı. Ağır bir aküyü taşıyorduk. Bir ucunda ben öteki ucunda dayı… Dayı dediysem kabadayı falan değil yani. Arkadaşımın dayısı. Neyse ki sabah yokuş aşağıya yürüyorduk. Bir de bunun akşamı, dönüşü vardı. Zeytinliğe varınca kıyı köşe bir yer seçip ekmeğimizi bıraktık. Suyumuzu… Üşüyorduk. Üzerimiz kat kat… Lahanalar gibi, eğilmek bir dert doğrulmak başka bir dert. Yaygıları sermeden önce ağaçların dibini toplamaya başlıyoruz. Yağmur yarısını çamura saplamış, yarısını otun çalının içine gizlemiş. Ellerimiz birden çamur içinde kalıyor. Parmaklarımın eklem yerleri oyuk oyuk çamurdan çizgiler, avuç içim çiğden sırılsıklam. Daha tarlaya girer girmez paçalarımız ıslanıyor, kollarımız… Ayakkabılarımız çamura bulanıp beşer kiloya çıkıyor.

Zeytin toplamak gibisi var mı? Çok zevkli gerçekten, çok özel bir deneyim.(!) Bunu bir televizyon programında görmüştüm. Beş, on kadın Ayvalık’da günlük güneşlik bir günde ağacın aşağıya eğilen dallarından zeytin koparıyorlardı. Zeyten toplamak çok eğlenceli diyorlardı. Yüzlerinde gülücükleri kocaman… Üzerlerinde tiril tiril bayramlık giysileri… Saçları fönlü, elleri manikürlü… Başka bir mizansende zeytin yağı üreticisi bir adam konuşuyordu. Biz daha güneş doğmadan topluyoruz zeytinleri. Güneş yağın kalitesini bozmasın diye. Sonra da soğuk sıkıyoruz. Anlaşılmayacak bir şey yok. Onların ağaçları meyvelerini hiç dökmüyordur belki. Dip zeytini diye bir şey hiç duymamış olabilirler. Kilosu sekiz lira, altı asit ya çıkarsa yağın kilosu da elli sekiz liraymış. Ve dört kilo dip zeytininden bir kilo yağ çıkıyor.

Sadece sofralık zeytin ağaçtan toplanıyor. Çünkü makine ile silkilirse yaralanıp bereleniyor. Elle toplanan sofralıkların da küçük taneleri ve yere düşeni yağa veriliyor. Bütün gün merdiven taşıyıp yükseklere ulaşmak için uzanıp duruyorsun. İp cambazısın işte koca gün. Zeytin toplamak çok zevkli… Çok farklı ve özel bir deneyim. İnsan ana avrat sövmemek için kendini zor tutuyor. Biz de herkes gibi önce dipleri topladık. İki büklüm, bir öne, bir yana eğilip. İlk bir saat falan her şey olağan halinde… İş işte, işin güzeli mi olur? Bir saatten sonra zaman ilerledikçe bel isyan ediyor. Ayaklar, dizler ve bütün eklemler. Beş dakika dikilip ayakta kalma isteği ile ölüp geberiyorsun.

Çul serip makine ile toplamak bütün gün dip toplamaktan daha güzel. Çünkü vücut devinimlerin sürekli değiştiği için kaslarına kramplar girmiyor. Bu kez de koşturmaktan yoruluyorsun. Çul ne kadar büyük olursa olsun makine mutlaka tanelerin bir kısmını uzaklara fırlatıp atıyor. Onları toplamaya yetişmelisin. Çulu toplayıp yaprakları tanelerden seçmelisin. Silkici seni beklemez. Sen yetişeceksin. Zeytin toplamak, ürünü hasat etmek güzel değil. Zeytin ağaçları çok güzel. Her ağacın zeytini başka renkte. Yeşilinin mora çalması, morun karaya gitmesi güzel. İnciden ışıltısı, taneleri kaplayan buğulu örtüsü güzel…

Zeytin gözlüm bana meylin nedendir. Bu kadar dangalak şarkı sözü mü olur? Babanın parası içindir. Bir kadına bu soru nasıl sorulur? Sen bana neden ilgi gösteriyorsun. Öv beni, yücelt beni, yükselt beni… Ne istiyorsun ki kadından. Senin farkında bile olmadığın bir şey bulmuş. Meyletmiş, şanslısın işte… Zeytin yaprağı yeşil, altında kahve pişir. Bu türküde zeytin rasgele seçilmiş sanki. Çamın yaprağı da yeşil, çınarın, söğüdün, kavağın ve binlerce başka ağacınki de. Ben kendi adıma söyleyecek olsam çınar ağacı altında kahve pişirmeyi seçerim.

Zeytin toplamak çok farklı bir deneyim, ay ay ay ne güzelmiş… Öğlen yemeğine durmadan gelip kaybolan bir güneşin altında oturduk. Sabahın ayazı tencerelerin içinde hala taptaze… Yemeklerimizin yağı donmuş. Neyse ki zeytin, peynirimiz de var. Keşke biraz da helva alsaymışız… Ben zeytinden çok düştüm dedim öylesine. Düşmeyenimiz yokmuş meğer. Zeliha’nın kayın pederi de düşmüş. Boynu mu omurgası mı ne kırılmış. On senedir felçliymiş. Lafı açtığıma pişman oluverdim. Gün kısa hadi sallanmayalım dedi birisi. Kaslarımızın isyanına aldırmadan işimizin başına döndük. Çuvalları getirin, sepetleri başaltın çabuk. Hadi sallanmayın, canlanın biraz. Zeytin toplamak ne eğlenceli, ne güzel bir deneyim…

Aralık 2022
Seyfullah

Facebook Yorumları
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Diğer Yazıları

Bizi Takip Edin

232BeğenenlerBeğen
114TakipçilerTakip Et
349TakipçilerTakip Et
2,320AboneAbone Ol
- Reklam -

En Son Eklenenler